Korkuteli’ n de kahvaltı molamızı veriyoruz. Kahvaltı molası sonrası, iki saatlik yolculuğumuzun ardından Side’ ye geliyoruz. Güneşin batımının en güzel görüldüğü yerlerden biridir Side… Her köşesi adeta tarihi dokusuyla bir güzelliğe bürünmüş gibidir. Her yıl dünyanın dört bir yanından yüz binlerce turist akınına uğrar bu bölge. Yerel dile göre Side “Nar” anlamına gelmektedir. “Nar” Anadolu’ nun bereket sembollerindendir. Side’ de antik kalıntılar, sıcak bir iklim, kum plajlar, şahane alışveriş merkezleri ve modern konaklama tesisleri şehrin çekiciliğini artırmaktadır. Burada Side Antik Kenti’ ni geziyoruz. Rehberimizden bilgiler aldıktan sonra ise Manavgat Şelalesi’ ne gitmek üzere yola çıkıyoruz. Manavgat Şelalesinden kısaca bahsedecek olursak eğer, Manavgat ilçesinin 3 km. kuzeyinde bulunan ve adını bu ilçeden alan şelale, ırmak sularının 4-5 metrelik bir falezden düşmesiyle meydana gelir. Az bir yükseklikten dökülmesine rağmen geniş bir alan üzerinde akışı görülmeye değer bir manzara oluşturur. Ayrıca Manavgat Irmağı` nı besleyen kaynaklardan en büyüğü olan karstik Dumanlı kaynağı, sol kıyıdaki dik bir kayanın yüzünde bulunan küçük mağaralardan fışkırarak çıkar. Duman ve köpük halinde 15 metre kadar yükselir ve ırmağa karışır. Ardından, yaklaşık yarım saatlik yolculuğumuz sonrasında 1835 yıllık olan Aspendos Antik Kenti’ ne geliyoruz. Milattan sonra  2. yüzyılda inşa edilen Aspendos Tiyatrosu 11. Yüzyılda Selçukluların eline geçmiş ve sahne binası ve kervansaray olarak kullanılmıştır. Selçuklular döneminde restore edilen ve çeşitli eklemeler yapılan antik tiyatro bu uygulamalar sayesinde en iyi şekilde korunarak günümüze kadar ayakta kalabilmiştir. Buradaki keyifli zamanlarımızın ardından Antalya Kemer’deki 4 * Tu casa gelidonya otelimize  girişimizi yapıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizdedir.

Otelimizde alacağımız güzel bir kahvaltı sonrası yolculuğumuza başlıyoruz. Finike yol güzergahı üzerinden Kale ilçesine geliyoruz. Bir cennettir sıcak bir iklim ve sıcak insanlar arayanlar için Kale ilçesi… Bu ilçe biber üretim ve ihraç merkezi konumundadır. Son yıllarda 10' a yakın biber türü üretilmektedir. Avrupa insanının damak tadına uygun Kapia, California Harikası, Macar Dolması, Carliston türü biberler Kale' de üretilmektedir. Üç tarafının dağlarla kaplı olması, turfanda sebze ve narenciye üretiminde büyük bir avantaj sağlıyor Kale’ ye… Baharın ilk günlerinde ister doğudan, ister batıdan gelin, sizi ilk karşılayan portakal ve limon çiçeklerinin kokusudur. Buradaki fotoğraf molamızın ardından Noel Baba Kilisesi’ ni ziyaret ediyoruz. Denizcilerin ve öğrencilerin de koruyucusu olduğuna inanılan Aziz Nikolas'ın 65 yaşında iken öldüğü sanılmaktadır. Myra' lılar onun adına bir kilise inşa ederek içindeki lahitte onu sonsuz uykusuna bırakmışlardır. Haçlı Seferleri sırasında 20 Nisan 1087' de Bari' den gelen tüccarlar Aziz Nikolas' ın kemiklerini çalıp Bari' ye götürdü ve yaptıkları bazilikaya gömdüler. Onun olduğu sanılan geride kalmış bir kısım kemik ise bugün Antalya Müzesi' nde muhafaza ediliyor. Sonrasında Myra Antik Kenti’ ni görmeye gidiyoruz. Myra, Kale’ de bulunan antik bir Likya kentidir. Eskiden Myra' nın su ihtiyacı Demre deresinin aktığı vadi kenarındaki kaya yüzüne açılan kanallarla karşılanmaktaydı. Bugünde bu kanalları görmek mümkündür. Myra'nın diğer yapıları bugün toprak altında olup gün ışığına kavuşacakları zamanı beklemektedirler. Myra' ya gelirken yol üzerindeki Karabucak mevkiinde, günümüze kadar iyi korunmuş Roma Devri mezar anıtı dikkati çeker. Buradaki güzel gezintimizden sonra öğle yemeğimizi almak için Çalpan’ a gidiyoruz. Yemeğimizin ardından Kalkan yol güzergahından Saklıkent’e geliyoruz. Kanyonun nasıl keşfedildiğine dair kabul gören rivayete göre; yörede hayvan otlatan bir çoban, kanyonun olduğu kısma kaçan hayvanını kovalaması neticesinde bu eşsiz doğal güzelliği keşfetmiştir. İlgili resmi mercilere haber verildiğinde kanyon kayıt ve koruma altına alınmış, bölge milli park ilan edilmiştir. Burada zaman geçirdikten sonra Fethiye’ ye gidiyoruz. Sadece tarihi güzellikler değil, aynı zamanda müthiş doğasıyla da kendine aşık eder Fethiye… Burada rehberimizden bilgilerimizi alıp ve bol bol fotoğraf çektikten sonra Ölüdeniz' de bulunan 4* Ocean Blue High Class otelimize doğru yol alıyoruz. Konaklama ve akşam yemeği otelimizdedir.

Otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında Dalyan’ a doğru yola çıkıyoruz. Dalyan yeşilin ve mavinin bir arada olduğu bize huzur veren bir yerdir. Burada tekne turuna katılıyoruz. Tekne turunda en dikkat çekici manzara, tepelerdeki Kaya Mezarlarıdır. Doğal kayalara oyularak şekillendirilen bu dev mezarlar çok heybetli ve etkileyicidir. Tur bitiminde öğle yemeği için İztuzu' na gidiyoruz.

Dünyada doğallığını koruyan ikinci plaj olma ödülüne de sahip İztuzu, tam bir doğa harikası. Bir tarafı tatlı su diğer tarafı Akdeniz olan bu kumsalın bir benzerinin olmadığı söylenir. Denize dikey uzanan dağların dibinden başlayıp, dalyan deltasının ağzını kapatan plajın kumları altın sarısı ve inceciktir… Deniz ise kristal berraklığındadır. Sonrasında yaklaşık üç saatlik yolculuk sonrası Bodrum’ a geliyoruz. Pek çok şiire, sözlere ve şarkılara konu olmuş maviler ülkesi Bodrum karşımızda… Buradaki merkez gezintimizin ardından Zeki Müren Müzesi’ ne gidiyoruz. Bodrumda hayatının son yıllarını geçiren büyük sanatçı Zeki Müren’ in evi 2000 yılında müze olarak halka açıldı. Müzeyi yılda yaklaşık 100 bin turistin ziyaret ettiği müzede Zeki Müren’ in eşyaları, sahne kostümlerini, kendi yaptığı tabloları, aldığı ödüller ve yaşamına dair her şeyi görebilirsiniz. Bu günlük gezimizi sonlandırıp Gümbet’ e varıyoruz. Gümbet özellikle hareketli gece hayatıyla özellikle son yıllarda Bodrum' un gözde yerlerinden biri haline gelmiştir. Akşamları Gümbet sahilinde ve sokaklarında her türlü eğlence imkanını bulabilirsiniz. 
4* Mavi Otele giriş yapıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama.

Otelimizde alacağımız kahvaltı son günkü turumuza Bodrum Kalesi ile başlıyoruz.Bodrum Kalesi,
Bodrum'un simgesi haline gelmiş ve bugün "Sualtı Arkeoloji Müzesi" olarak kullanılan bir kaledir. Bodrum kalesi iki liman arasında kayalık bir alan üzerinde kurulmuştur. Kale içinde değişik ülke adları verilmiş kuleler bulunmaktadır. En yüksek kule deniz seviyesinden 47,50 m yükseklikte olan Fransız Kulesi'dir. Kale gezisi sonrası Turgutreis’ e gidiyoruz. Turgutreis, kültür tarihinin beşiği Anadolu' nun koy, burun, yarımada, adalar şöleni sunan Ege‘ de kimine göre tarih, kimine göre deniz demek olan Bodrum’ un en batı ucunda, doğanın sunduğu nimetlerden nasibini fazlasıyla almış şanslı bir kasabadır. Turgutreis, yarımadanın en büyük marinasına sahiptir. Burada rehber eşliğinde geziyoruz. Ardından Bodrum’ un en güzel koylarından birine sahip olan Gümüşlük’ e doğru yola çıkıyoruz. Gümüşlük, Bodrum’ un pek çok turistik bölgelerine göre daha yeşil, daha az betonlaşmış ve daha çok huzur veren bir yerdir. Gümüşlük' te vereceğimiz öğle yemeği sonrası buraya veda edip yaklaşık yarım saat sürecek olan yolculuğumuza başlıyoruz yine ve Yalıkavak’ a geçiş yapıyoruz. Başlangıçta bir süngerci köyü olan ve yarımadanın en ünlü süngercilerinin doğduğu yer olan Yalıkavak, günümüzde çok önemli bir turizm beldesi haline dönüşmüştür. Burada son saatlerimizi geçirip dönüş vakti geldiğinde yola çıkıyoruz. Aydın-Söke yol güzergahı üzerinden dönüş yapıyoruz.
Başka bir Meis Turizm Organizasyonunda buluşmak üzere…