Konya’ daki ilk durağımız ‘Gel, gel, ne olursan ol yine gel…’ diyen dünyada önemli bir yeri olan MEVLANA' dır. Bugün müze olarak kullanılmakta olan Mevlâna Dergâhı' nın yeri, Selçuklu Sarayı' nın Gül Bahçesi iken bahçe, Sultan Alâeddin Keykubad tarafından Mevlâna' nın babası Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled' e hediye edilmiştir. Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 tarihinde vefat edince türbedeki bugünkü yerine defnedilmiştir. Bu defin gül bahçesine yapılan ilk defindir.

Daha sonra Mevlana Müzesi karşısında bulunan Maket Köyü geziyoruz.

Ardından birçok lezzetli yöresel ürünü tadabileceğiniz Aksaray’ daki Ağaçlı Dinlenme Tesislerinde öğle yemeği molası veriyoruz.
Yemek sonrası Aksaray İli Güzelyurt İlçesi sınırları içerisinde bulunan Ihlara Vadisi’ ni geziyoruz. Ihlara Vadisi Dünya üzerindeki kanyonlar arasında önemli bir yere sahiptir. Bünyesinde binlerce yaşam alanı bulunan Ihlara Vadisi, diğer kanyonlardan farklı olarak geçmiş dönemlerde içerisinde insanların yaşadığı dünyanın en büyük kanyonu olma özelliğini taşımaktadır.

Ardından Kapadokya bölgesinin jeolojik oluşumu sayesinde inşa edilmiş sekiz katlı Derinkuyu Yeraltı Şehri ne gidiyoruz. Bu yeraltı şehri büyük bir topluluğu içinde barındıracak ve ihtiyaçlarını karşılayacak mekânlardan oluşmaktadır. İçerisinde bir misyonerler okulu, günah çıkartma yeri, vaftiz havuzu ve ilgi çekici bir kuyu da bulunmaktadır. Bugünkü unutulmaz gezimizi burada bitirip, dinlenmek için 2 gece konaklayacağımız Nevşehir MONARK OTEL’ e varıyoruz. Akşam yemeğimizi alıp, konaklamamızı gerçekleştiriyoruz.

Oteldeki sabah kahvaltısının ardından, turumuza Göreme Açık Hava Müzesi ile başlıyoruz. Burası Göreme kasabasının 2 kilometre doğusunda yer alan bir kaya yerleşim yeridir. MS 4'ncü yüzyıldan 13'ncü yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatı yaşanmıştır. Hemen her kaya bloğunun içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları mevcuttur. Rehberimizin anlatımlarıyla geçmişe doğru yaptığımız yolculuk sonrasında J Avanos Çömlek Atölyesi ‘ ne gidiyoruz.
Kapadokya’ya gittiğinizde aklınızda kalacak ve anılarınızı dolduracak yeganelerin peribacaları, yeraltı şehirleri ve uçsuz bucaksız vadilerle sınırlı kalacağını sanmayınız…
Avanos’ ta Hititlerden beri çarkla, çanak-çömlek yapıldığı bilinmektedir. Yörede yemek kapları, su testileri, kışlık yiyecek saklamak için çömlekler ve küpler, su künkleri tanınan başlıca çanak ürünleridir. Avanos çömlekçilerindeki evinizde mutfağınızda kullanabileceğiniz güveçler, küpler, testiler; aksesuar olarak kullanabileceğiniz Hitit ve Frig sanatını yansıtan mumluklar, tabaklar, kadehler, özellikle turistlerin çok ilgi gösterdiği gözyaşı şişeleri, Osmanlı ibrikleri,  sarkaçlar, şamdanlar, Hitit güneşi testisi gibi ürünlerden alabilirsiniz.
Ardından öğle yemeği molamızı veriyoruz
 Yemek sonrasında Kapadokya’nın zirvesi ve giriş kapısı olarak bilinen, Selçuklular döneminde Avanos’ tan geçen ticaret yolunu kontrol için kullanılan Uçhisar Kalesini’ ni geziyoruz. Uçhisar, Kapadok­ya’nın her yerinden görülen en büyük ve en güzel peri bacasıdır. Kalenin zirvesi Kapadokya’nın kuş bakışı görüleceği tek yerdir. Bu güzel yerdeki keyifli zamanınızın ardından
Hristiyanlarca ve Müslümanlarca kutsal sayılan güvercinlerin evlerini görebileceğimiz Güvercinlik Vadisi’n de fotoğraf molası veriyoruz.
Rehberimizin anlatımlarını dinledikten sonra Avcılar Vadisi ile devam ediyoruz. Ardından Kapadokya’ da görülmesi gereken yerler arasında olan Onyx Taş Atölyeleri ve El Sanatları Merkezini geziyoruz. İçerisinde pek çok mineral barındıran oniks, işlenebilir olduğu için estetik anlamda son derece etkileyicidir. Burada Onyx taşına yapılan işlemleri bir şekilde gördükten sonra, alışveriş yapıp, konakladığımız otelimize dönüş yapıyoruz. Akşam yemeğimizi otelde alıp, Türk Gecesi eğlencemiz için Uçhisar’ da bulunan Yaşar Baba Restoran’ a doğru yola çıkıyoruz. Gösteri ve eğlence sonrasında otelimize geri dönüş yapıyoruz.